Okulu, öğrenci-öğretmen-veli ilişkileri üçgeninde kabul etmeye, “tanıdığımız” çocukların akademik-sosyal-duygusal gelişimleriyle ilgilenmeye eğilimliyiz. Halbuki, iyi bir okul, sorumluluk sahibi eğitimciler ve bilinçli anne-babalar, kendi öğrencileri/çocukları için neyi isterlerse, toplumdaki tüm öğrenciler/çocuklar için de onu istemelidir. Çünkü okulları toplumdan ayrı düşünemeyiz. Gelişmiş bir okulun, ileri düzey eğitimin, yüksek bilincin, toplumun büyümesi ve ilerlemesindeki rolü yadsınamaz. Benzer şekilde, toplumsal değerlerden, toplumun sorunlarından uzak bir eğitim de düşünülemez. Şüphesiz ki, toplumu görmezden gelen bir eğitimden geçen öğrenciler, mezun olduktan sonra toplumla uyumlanmakta, topluma katkı sağlamakta yetersiz kalacaklardır. Okul ve toplum arasında yakın bir çalışma ve işbirliğinin oluşturulması yaşadığımız çağın gerekliliğidir. 

Günümüzde toplum içindeki sosyal yapılar farklı etnik, dini ve sosyo-ekonomik gruplardan oluşurlar. Bu zengin çeşitliliğin ortak noktası ise okullar olacaktır. Topluluk içindeki çeşitliliği tanımak ve özelliklerini, güç dengesi bileşenlerini ve geleneklerini anlamak, ilişkiyi kurmaya başlamadan önce okullar tarafından atılacak ilk adım olmalıdır.

Okul-toplum ilişkisi, okul, toplum, iş çevreleri ve toplumun diğer üyeleri arasında oluşturulan, okul ve toplumun ortak başarıları için geliştirilen işbirliği ve ortaklık ilişkisidir. Bir eğitim organizasyonu olarak okullar, içlerinde bulundukları toplumsal yapıdan ve çevrelerinden soyutlanmamalıdırlar.

Eğitim sisteminin ayrılmaz parçası olan okullar içinde bulunduğu toplumla sürekli etkileşim halindedir. Bu etkileşim çift yönlüdür;

1. Toplumun kalkınmasına okulun katkıda bulunması
2. Toplumun eğitime desteğinin sağlanması

Çift yönlü olan bu etkileşim, eğitim süreci içinde önemli etkilere neden olmaktadır.

Okullarda yapılan toplum hizmetleri çalışmaları da okul toplum ilişkisine olumlu katkı sağlayan faaliyetlerdendir. Okullar düzenleyebilecekleri çok sayıda farklı toplum hizmeti çalışmaları ile çevrelerindeki çeşitli toplumsal kitleler ile etkileşim içerisine girebilirler. Okul çevrelerinde ve toplumdaki, engelliler, yaşlılar, azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi dezavantajlı gruplar ile yapılan öğretmen ve velilerin de dahil olabilecekleri toplum hizmetleri çalışmaları öğrencilere, yaşadıkları çevreye ve toplumun bilinçlenmesine katkı sağlamaları için fırsat sunarken aynı zamanda işbirliği, dayanışma ve etkili iletişim becerilerini geliştirmelerine de yardımcı olur.