TRAVMA VE DUYGUSAL DAYANIKLILIK

u

Nedir?

Neden Önemlidir?

İyi Uygulamalar

Nedir?

Travma Nedir?

Travma, bireyin yaşamını, yaşamsal bütünlüğünü, inanç sistemini tehdit eden, bozan olaylardır. Diğer bir deyişle, olumsuz etkileri olan bir olay ya da durumun bireyin zihinsel, fiziksel, duygusal ve sosyal işleyişini, iyi olma halini altüst etmesidir.

Bireyler travmatik olayları dört şekilde yaşayabilirler;

1- Olay doğrudan başına gelir

2- Olaylara tanık olur, olayı yaşayan insanlara yardım eder

3- Olayın sevdiği bir kişinin başına geldiğini öğrenir

4-Meslek gereği (polis, sivil-savunma ekipleri, itfaiye, psikolog vb.) karşılaşabilir

Travmatik olayların sınıflandırması;

A-) Toplumsal travma: deprem, savaş vb.

      Bireysel travma: gözaltı, şiddet, tecavüz, ensest, trafik kazası, iş kaybı vb

B-) Süregelen travmalar: belirli bir süreye yayılan savaş, ensest, istismar vb.

      Kesitsel (anlık) travmalar: fiziksel şiddet, kazalar vb.

C-) İnsan elinden kasıtlı olarak çıkan: tecavüz, iç savaş, fiziksel şiddet vb.

      Doğal olaylar: deprem, sel vb.

      Teknolojik kazalar: maden kazaları, trafik kazaları vb.

Travmatik olaylar bu kadar yaygın yaşanıyorken her zaman psikopatoloji olarak karşımıza çıkmaz. Peki ne tür etkenler yaşanan olayın ardından hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır?

  • Kişisel Özellikler: Yaş (çocuk ve yaşlılar daha riskli), bekar/ dul/ boşanmış olmak, düşük sosyo ekonomik düzey (travmayla karşılaşma ihtimalleri fazla olduğu gibi, destek alma ihtimalleri düşük), düşük eğitim düzeyi, toplumsal cinsiyet rolleri (LGBTİ+ bireyler), çocukluk çağı travmaları, bireyde/ailede psikiyatrik hastalık öyküsü, bazı kişilik özellikleri (özellikle çekingen, kaçıngan kişilikler), genetik etkenler, travma yaşantısı sırasında var olan bedensel rahatsızlıklar, hazırlıksız olma (hazırlıklı olmak dayanıklılığa neden olur), işlevsel olmayan başa çıkma yöntemleri
  • Travmaya Ait Etkenler: Travmatik olayın şiddeti (örneğin depremde ölen kişi sayısı), travmatik olayın sıklığı (örneğin devam eden tacizler), travmaya yakın olmak (örneğin depremin merkez üssüne yakın oturmak, tecavüzcünün kişinin yakın çevresinden olması), travmanın insan elinden, kasıtlı çıkmış olması, travmaya verilen öznel yanıt (olay sırasında yaşanan korku, dehşet belirgin şekilde fazlaysa patoloji riski yüksek)
  • Çevresel Etkenler: Tıbbi, psikolojik, sosyal yardım servislerine ulaşımın yetersizliği, sosyal kaynakların/desteğin azlığı, az gelişmiş/ gelişmekte olan bir ülkede yaşamak, göçmen/mülteci olmak. Travma sonrasında aile, akraba, arkadaş ve toplumdan gelecek destek iyi çalışmazsa kişinin suçluluk, utanç duygusu artar, etiketlenme olasılığı yükselir, dayanıklılığı düşer.

Tüm bu etkenler sonucu yaşanan ruhsal travma, travma sonrası stres bozukluğu, akut stres bozukluğu, major depresyon, panik atak, cinsel işlev bozuklukları, uyku problemleri, somatizasyon, disosiyatif sorunlar (depersonalizasyon, derealizasyon, amnezi) gibi çeşitli hastalıklara neden olabilir.

Yine de, bireyin travmatik bir deneyime nasıl tepki verdiği kişiseldir. Çok sayıda insan, travmatik yaşantılar karşısında olumlu duygusal deneyimler yaşamaya devam ederek travmatik olaylara oldukça iyi bir şekilde dayanmayı başarırlar. Özellikle yukarıdaki risk faktörlerinin az olması, kişinin daha önceki travmatik deneyimlerinin az olması ya da hiç olmaması, güçlü bir destek sisteminin varlığı veya kişinin esnek kişilik yapılanmasının olması, onun psikolojik sağlığının çok olumsuz etkilenmesinin önüne geçebilir. Bireyin stres faktörleriyle karşılaşmasına ve önemli travmatik sıkıntılar yaşamasına rağmen olumlu fizyolojik ve davranışsal kararlılığı sergilediği bu dinamik süreç, psikolojik sağlamlık olarak tanımlanmaktadır. Geliştirilebilir bir değişken olan psikolojik sağlamlık, bireyin zorluklar karşısında mücadele edebilmesine ve bu zorlukları başarılı bir şekilde aşmasına olanak sağlayan stresle başa çıkabilme becerisinin ölçüsüdür.

Neden Önemlidir ?

  • Araştırmalar, travmanın etkilerinin eğitimcilere zarar verebileceğini ve sonuç olarak bu etkinin öğrencilere yansıyabileceğini göstermektedir.
  • Travmatik olaylar bireylerin ev, iş, okul ve sosyal yaşamında işlevselliğinin bozulmasına yol açabilir ve bu alanlarda sorumluluklarını yerine getirmekte güçlük yaşamalarına sebep olabilir. Bu nedenle travmatik sürecin yansımalarının erken tespiti tedavi sürecine olumlu yansıyacaktır.
  • Travmatik süreçler sonrasında kişilerde benlik algısı üzerinde çarpık algı ve inanışlar oluşabilir. Bu durum bireyin sonraki davranışlarını da olumsuz etkileyebileceğinden ihtiyaca yönelik verilen desteğin travma sonrası etkileri azaltmak için önemi büyüktür.
  • Psikolojik sağlamlıkla ilgili yapılan çalışmalarda, psikolojik sağlamlık düzeyleri yüksek bireylerin, karşılaştıkları yoksulluk, şiddet, hastalık ve daha pek çok stresli yaşam olayıyla, daha başarılı bir biçimde mücadele ettikleri saptanmıştır.
  • Psikolojik olarak sağlam bireylerin genel olarak sosyal ve problem çözme becerilerinin daha güçlü olduğu, daha iyimser oldukları ve yaşam amaçlarının farkında oldukları yapılan araştırmalarla desteklenmiştir.
  • Benzer olumsuz olayları deneyimlemiş kişilerin psikolojik sağlamlık düzeylerinin geliştirilerek, karşılaştıkları sorunların üstesinden daha rahat gelebilecekleri veya bu durumların yarattığı streslerden en az zararla kurtulabilecekleri çalışmalarla ortaya konmuştur.
  • Öğretmenlerin psikolojik dayanıklılık düzeyi arttıkça, stresle başa tarzlarından olumlu başa çıkma yaklaşımlarının daha çok kullanıldığı, çaresiz ve boyun eğici yaklaşımların kullanımının ise azaldığı görülmüştür.

İyi Uygulamalar