KÜRESEL VATANDAŞLIK
Nedir?
Küreselleşme, Robertson (1992)’a göre ise “dünyanın bütünleşerek tek bir mekana dönüşmesi” olarak tanımlanır. Küresel vatandaşlık, evrensel sorunlara eğilimli, dünya ile bağlantıları açık, katılımcı, evrensel değerleri benimseyen vatandaşları tasvir etmektedir. Küresel vatandaşlık aslında bireyin, insan olabilme, insanca yaşayabilme düşüncesiyle milli kimliğinin devamlılığını sağlamak için dünyaya açılması, dünya üzerindeki olaylara duyarsız kalmaması olarak düşünülmelidir.
İsveçli sosyal antropolog Ulf Hannerz’e göre ise dünya vatandaşlığı; dinleyerek, görerek, düşünerek ve hissederek diğer kültürlerin içine girerek farklılıkları birleştirme yeterliliğidir. (1)
Küresel vatandaşlık, küresel ölçekte bireylerin ve toplulukların sosyal, politik, çevresel ve ekonomik eylemleri için dünya çapında kullanılan bir terimdir. Bu terim, bireylerin izole edilmiş toplumsal bir yapı içerisinde tek aktörler olarak değil, çoklu bir anlayış çerçevesinde yaşamasını ve sorumluluk almasını içerir.
Küreselleşme ile birlikte, ülkeler arasındaki sınırlar, bilgi teknolojileri ve ulaşımda meydana gelen gelişmelerle birlikte kesin çizgilerinin dışına çıkmaktadır. Böylece dünyanın farklı bir bölgesine kolayca ulaşabilen ya da dünyanın çok uzak bölgesindeki bir olaydan kolayca etkilenebilen toplumlar meydana gelmektedir. Bu değişim ile birlikte geleneksel vatandaşlık kavramı bir dönüşüm içerisine girmiştir. Küresel vatandaş, hukuksal anlamda bir dünyaya ait olma gibi bir kimliğe sahip olmamakla birlikte yaşam tarzı olarak küresel ölçekte bilgi, beceri ve donanıma sahip bireyi ifade etmektedir. (2)
Küresel vatandaş dünyayı görebilen ve anlayan kişidir. Küresel vatandaşlar toplumlarında, sorunlar ve çözümlerine ilişkin aktif rol alarak, dünyayı daha eşit, adil ve sürdürülebilir kılmak için başkaları ile birlikte uyumlu çalışırlar.
Eğitim programlarının hedefi bireylerin sosyal sorumluluklarını sadece kendi toplumlarında değil, tüm toplumların yararına kullanmalarını teşvik etmek olmalı ve Küresel problemleri odağına alan öğrenme kazanımları yazılmalıdır.
Küresel vatandaşlık kavramının birbiriyle uyumlu 3 temel boyutta birleştiği görülmektedir. Morais ve Ogden tarafından (2011 ) açıklanan bu boyutlar şunlardır:
- Sosyal Sorumluluk -Küresel Adalet ve Eşitsizlikler -Fedakarlık ve Empati -Küresel Etkileşim ve Kişisel Sorumluluklar
- Küresel Yetkinlik -Öz Farkındalık -Kültürlerarası İletişim -Küresel Bilgi
- Küresel Sivil Katılım -Toplumsal Organizasyonlara Duyarlılık -Siyasal Söylem -Küresel Sivil Aktivizm
Küresel vatandaş ise küresel toplumun bir ferdi olarak insanoğlunun ve yaşayan diğer tüm canlılarının dünyasını koruyan ve onlara saygı duyan, bunu kendisine bir görev olarak gören kişidir. Aynı zamanda dünyada tüm insan ilişkilerinin yoğunlaştığı ve ekolojik devamlılığının ve sosyal adaletin önemini anlayan ve bunun oluşması için eylemde bulunan kimselerdir. (3).
1. (Hür, 2010)
2. (Kan, 2009)
3. (Burman ve diğerleri, 2013)
Neden Önemlidir?
Dünya üzerindeki değişim ve gelişimlerin hızla hissedilebildiği günümüzde küresel vatandaşlık, eğitimde istenilen hedeflere ulaşmada önemli bir konudur. Bu doğrultuda duyarlı olma, sorumluluk üstlenme, yaşadığı evreni anlama, iletişim, farklılıklara saygı, yardımseverlik ve empati gibi becerilere sahip bireyler yetişmesi eğitim-öğrenimin hedefleri olmalıdır.
Küresel vatandaşlık çevresel boyutu ile de günümüzde yoğun olarak gündemdedir. Küresel ısınma, hava kirliliği, nükleer ve kimyasal atıklar, kuraklık, sel felaketleri, asit yağmurları, su kirlilikleri, canlı türlerindeki çeşitliliğin azalması gibi çevresel sorunlar küreselleşmeyle ilgili önemli konulardır ve küresel vatandaşlığın getirdiği sorumluluklar kapsamına girmektedir.
Bunun yanı sıra küresel vatandaşlığın kültürel bir boyutu vardır. Bu boyut, toplumların sahip olduğu değer ve inançlar, zevkler, ilgiler ve yaşam tarzlarıyla ilgilidir. Demokratik değerlerin yaygınlaşması, hukuk arama zemininde ortak bir vicdan oluşturma, kültürel aktarımda kolaylıklar elde edilmesi, farklı kültür ve toplumların daha net algılanması gibi durumlar küreselleşmenin kültür üzerindeki sonuçlarıdır.
Eğitim programlarının giderek, bireyleri ulusal ve evrensel düzeyde sosyal uyum, işbirliği gibi konularda sosyal rollere hazırlamaya, bireyler arasındaki ayrımcılıkları ortadan kaldırmaya, zıtlıkları gidermeye, sosyal bütünleşmeyi ve eşitliği sağlamaya, sosyal hareketliliği gerçekleştirmeye, sosyal değişme ve gelişmeyi sağlamaya bir birlik bilinci ve gücü oluşturmaya hizmet etmesi beklenmektedir. (4)
Öğrencilerin yaşadığı dünyanın ve kendi toplumunun değerlerini bilmesi ve benimsemesi önemli bir hale gelmektedir. Bu nedenle değerler eğitimi, vatandaşlık eğitimi ve yaşadığımız dünyaya ilişkin farkındalık oluşturma çalışmaları elbette temel eğitimden itibaren öğrencilere verilmelidir.